DFINITY ($DFN)

Efloud
4 min readJun 23, 2018

--

Merhaba arkadaşlar. Bugün takip ettiğim bir ICO ile karşınızdayım. Henüz piyasaya çıkmadı ve ICO’su airdrop üzerinden gerçekleşecek. Normalde ICO’lara pek yatırım yapılması taraftarı değilim ama işlevsel projeleri değerlendirip, size sunmak istiyorum. Bu sebeple DFINITY hakkında yararlı olabileceğini düşündüğüm bir yazı hazırladım. Blockchain’deki pek çok şeyde olduğu gibi, DFINITY projesinin kökenleri Bitcoin ve geçmişi üzerinden izlenebilir. Özetle, Satoshi Nakamoto’nun 2008 Bitcoin protokolü; bağımsız olarak işletilen bilgisayarlar için internet üzerinden eşler arası (peer-to-peer) iletişimi yok edilemez bir paylaşımlı sanal hesaplayıcı şeklinde yansıtarak kayda değer bir şekilde iletmek amacıyla oluşturuldu. Bu, herkesin yeni adreslere, ekli erişim kontrol komut dosyalarının kilidini açarak farklı adreslere gönderebileceği paraların ve bağımsız katılımcıların ağın işleyişini ve güvenliğini destekleyerek ödüller kazanmasını sağlayan ekonomik özellikleri içeriyordu. Daha da önemlisi, Nakamoto’nın inanılmaz inovasyonunu, bağımsız katılımcıların paylaşılan bir “devlet”’i kabul etmeleri ve güncellemelerini sağlayan yeni bir “durumsal” merkeziyetsiz ağ protokolü sunması olarak görebilirsiniz.

Konuyu özetlemek için Bitcoin whitepaper’ının abstract kısmından bir alıntı

Nakamoto tarafından Bitcoin yaratılması fitili ateşledi ama bir süre sonra bazı limitler ile karşı karşıya kaldı (gizlilik, performans, kapasite) ve buna istinaden 2014 yılında Ethereum ikinci nesil bir ağ tasarımı olarak geliştirildi. Paylaşılan bir ledger/defterden ziyade bu yeni ağ; yıkılmaz ve kurcalamaya karşı korumalı bir paylaşımlı sanal “blockchain bilgisayarı” oluşturdu. Bu sanal bilgisayarda, “akıllı sözleşmeler” olarak adlandırdığımız özel, birlikte çalışabilir yazılım birimlerini kurabilir ve çalıştırabilirsiniz çünkü onlarla etkileşimde bulunan herkes verileri nasıl işleyeceğinden ve depolayacağından tam olarak emin olabiliyor.

Ama iş henüz herkes için bitmedi. Ethereum blockchain bilgisayarında, bitcoin’de olduğu gibi sınırlı performans ve kapasite oluştu. Bu durum blockchain bilgisayarını, iş dünyasındaki birçok potansiyel uygulama için uygunsuz hale getirdi. Bitcoin gibi, Ethereum aynı zamanda “The Code is Law” paradigmasını da benimsedi -bu da düzenleyici platform/regülasyon kullanımı olamayacağı veya altta yatan ağın kendisi olamayacağı anlamına gelirken- birçok işletme oldukça denetlenebilen/regüle edilen ortamlar arıyorlar. “The Code is Law” paradigmasının birçok sebebi vardır; bir tanesi de idareci aracıları sanal blockchain içeren bilgisayarlara “cyberspace” üzerinden entegrasyon sağlarsak, sistem güvenliğini azaltır ve arabulucunun bulunduğu yerel yargı alanlarındaki düzenlemelere bağlı kalmamız gerekir.

The DFINITY Blockchain Nervous System

Şimdi bir üçüncü nesil bir ağ (a Third Generation Network) düşünün. Endüstrinin piyasaya sürülmesinde potansiyel olarak önemli olan orijinal yeni şifreleme ve protokollerin, iş sağlamada hız ve kapasite sınırlamalarına doğrudan hitap ettiği bir nokta, hesaplama ve depolama alanını sınırsız bir şekilde artırmak anlamına gelir. Dahası, “The Code is Law”’un yerini, her şeyin arabuluculuktan uzak bir algoritmik yönetim sistemine ve bilgelikle geleneksel olanı birleştiren yeni bir “The AI is Law” paradigması oluşturabilmeyi hayal edelim. AI teknolojilerini platform kullananların çıkarlarına zarar veren akıllı akıllı sözleşmeleri dondurmak, hack’leri barındırılan sistemler üzerindeki etkilerini dinamik olarak azaltıyor. Ağın güvenliğini ve ekonomik parametrelerini optimize edip ve kullanıcıları kesintiye uğratmadan altta yatan protokolleri ve yazılımları şeffaf bir şekilde yükseltiyor. İşte şu an DFINITY ağını hayal ediyorsunuz (çoğu zaman “akıllı merkeziyetsiz bulut” olarak tanımlanır).

DFINITY vizyonunun iki önemli noktası vardır. Uber, eBay, sosyal ağlar, mesajlaşma ve hatta Web araması gibi bir çok geleneksel tekelci teknoloji aracı, kendilerini geliştirmek için kendi merkeziyetsiz yönetişim sistemlerini kullanan özerk yazılımlar kullanarak “açık kaynaklı işletmeler” olarak yeniden yapılandırılabilir. Öte yandan, kurumsal IT sistemlerinin kitlesel olarak yeniden yapılandırılmasını sağlamak için blockchain bilgisayarlarının sağladığı özel özelliklerden yararlanmak ve maliyetleri önemli ölçüde azaltmak DFINITY’nin temel amaçları arasındadır. Bu son nokta, günümüz bilgisayarlarında hesaplamanın Amazon Web Servisleri gibi geleneksel bulut sistemlerinden çok daha pahalı olması nedeniyle net/açık değildir. Ancak, kurumsal IT sistemlerinin işletilmesinde yer alan maliyetlerin büyük çoğunluğunun hesaplamalardan değil, insan sermayesini desteklemesinden kaynaklandığı ve DFINITY bulutunun çok daha az insan sermayesi içeren sistemler oluşturması mümkün olacağından dolayı aslında bu sistemi kullanarak dramatik tasarruflar yapmak mümkündür.

DFINITY yeni ve keşfedilmemiş bölgeleri keşfetmeyi ve blockchain fırsatının şimdiye kadar hiç olmadığı kadar herşeyden geniş ve derin olduğunu düşünüyor ve kripto sistemleri kullanarak geleceğin fırsatlarını bir nevi çözmeyi amaçlıyor. Bağımsız bir proje olmasına rağmen, DFINITY, maksimalist fikirli bir proje değil, aksine büyük bir Ethereum destekçisi. Yeni şifrelemelerinin çoğunun Ethereum ağı içinde kullanılabileceğini ve paylaşılan teknoloji bileşenlerinde de bu sistem üzerinde çalışabileceğini umuyorlar. DFINITY, kısmen “The AI is Law” gibi geliştiriciler için çok farklı özellikler sağlayan bir kardeş ağ olarak düşünülmüştür ve insanların mümkün olduğunca akıllı sözleşme uyumluluğunu sağlamayı amaçlar. Böylece insanlar yeni beceriler öğrenmek zorunda kalmazlar. (Algoritmik yönetişim sayesinde, ağ sistemleri bazen “Ethereum’un çılgın kardeşi” olarak adlandırılıyor) DFINITY Stiftung, DFINITY projesini destekleyen İsviçre’nin Zug kentinde kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Halihazırda varlıkları yaklaşık 100 milyon ABD Doları tutuyor. Proje, bilgisayar bilimi ve matematik profesörleri, doktora sonrası eğitim alanlar ve doktora programlarında eğitim alanlar, kendi kendine yeten kripto uzmanları, teknik yenilikçiler ve profesyonel üst düzey yöneticilerden oluşan büyük, ihtiyatlı ve çoğunlukla tam zamanlı bir ekipten oluşmaktadır.

Kişisel yorumum: Projeyi çok beğendim. Muadil projeleri Golem, SONM, RLC, aelf gibi projelerdir. Henüz piyasada değiller ama gelecek vaat ettiklerinden dolayı paylaşmak ve piyasaya çıktığı andan itibaren takibe alınması gereken projelerden birisi olduğunu düşünüyorum. Diğer projelere nazaran, takımları kuvvetli ve İsviçre gibi kripto paralar hakkında açık görüşlü, güçlü bir ülke altyapısı ile piyasaya çıkmaları projenin gerçekleşme anlamında büyük etkiye sahip olacaktır. Private sale yapıp 100B CHF toplamışlardır. ICO’ların güvensiz bir çevre sağlamasından kaygılandıkları için Pre-sale veya ICO yerine airdrop yapma kararı almışlardır. Bu hareketleriyle de güvenimi kazana bir proje olmuştur.

Saygılarımla.

--

--